Bozkürt;Ülkücü Kürtlerin Saklı Kalmış Hikâyesi

Deneyimli gazeteci Ahmet Dinç'in bu nitelikli çalışmasının editörü ise bir başka tecrübeli isim Kamuran Akkuş. Kitabın indeksindeki ilk iki hafin altındaki anahtar kelimeler, Bozkürt'ün ne kadar kıymetli bir çalışma olduğunu ortaya koyuyor: 12 Eylül, 12 Mart, 27 Mayıs, Abbas Bozyel, Abdi İpekçi, Abdulhaluk Mehmet Çay, Abdullah Alay, Abdullah Azrakçı, Abdullah Cevdet, Abdullah Köse, Abdullah Öcalan, Abdurrahman Öncel, Abdülbari Akdoğan, Abdülhak Hamit, Abdülhaluk Aksu, Abdülhamit Kılıç, Abdülhamit Tan, Abdüsselam Aşan, Abdüsselam Barzani, Abidin Özmen, Adalet Partisi, Adıyaman, Adil Erinan, Adnan Çiftçioğlu, Adnan Menderes, Afet İnan, Ağrı İsyanı, Ağuçanlı, Ahmed Cemil, Ahmet Agayef, Ahmet Arda, Ahmet Arvâsi, Ahmet Bican Ercilasun, Ahmet Buran, Ahmet Er, Ahmet Kaya, Ahmet Mumcu, Ahmet Oğuz, Ahmet Şanverdi, Ahmet Uçar, Ahmet Uğurlar, Akın Atalay, Akkeçili, AK Parti, Akşam gazetesi, Alaaddin Aldemir, Alaattin Korkmaz, Alevi, Ali Balseven, Ali Batman, Ali Bayram, Ali Birinci, Ali Desto, Ali Emiri, Ali Fuat Başgil, Ali Güngör, Ali Haydar Dikmen, Ali Haydar Koç, Ali İbrahim Ağa, Ali İhsan Bacalan, Ali İhsan Gültekin, Ali Koç, Ali Nüzhet, Ali Nüzhet Göksel, Alişan Satılmış, Ali Ulvi Ağıç, Ali yê Talo, Alparslan Türkeş, Alperen Ocağı, Alperen Ocakları, Alp Er Tunga, Alp Urungu, Altan Tan, Altun Destanı, ANAP, Anavatan Partisi, AP, Apo, Apocular, Arif Nihat Asya, Asım Perihanoğlu, Ata Pehlivanoğlu, Atatürk, Atilla Fırat, Atmalı, Atsız, Avni Özgürel, Aydın Candabakoğlu, Aydın Engin, Aydın Taneri, Aydil Erol, Ayhan Özgün, Ayşe Hür, Azerbaycan, Baba Kürdiler, Balaban, Barış ve Demokrasi Partisi, Barzan Şeyhi, Başkent İktisatçılar Derneği, BBP, BDP, Bedirhan, Behçet Susmaz, Bekir Kütükoğlu, Bekir Şendilmen, Bektaşilik, Berazan, Beşir Bayraktar, Beyrut Valisi İsmail Hakkı, Binbaşı Noel, Bozkurt, Bozkürt Ata, Bülent Akın, Büyük Birlik Partisi, Büyük Ülkü Derneği, Cafer Tayyar Paşa, Cahit Ateş, Cahit Öztelli, Cahit Sıtkı Tarancı, Cahit Tokmak, Cavit Binbaşıoğlu, Cavit Orhan Tütengil, Cavit Sevgü, Celadet Bedirhan, Celadet Bey, Celali, Celil Güldoğan, Cemal Abdal Ocağı, Cemal Akbay, Cemal Gürsel, Cemal Güzel, Cemal Kutay, Cemal Tural, Cemil Çöllü, Cemilpaşazade Ekrem, Cengiz Aldemir, Cengiz Aytmatov, Cengiz Baktemur, Cengiz Öcal, Cevat Güldoğan, Cevdet Sunay, Ceylan Bingöl, Cezayir Baysal, CGP, CHP, Cihan Kayaalp, Cihat Bozgan, CKMP, CMP, Cumali Turan, Cumhuriyet, Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi, Cumhuriyetçi Millet Partisi, Cumhuriyet gazetesi, Cumhur Yıldız.

• "Bozkürt" kimdir? Nasıl ortaya çıkmıştır? • Türkeş'in yönettiği Ülkücü Hareket'te Kürtler neden ve nasıl yer aldı; MHP'deki misyonları neydi? • Bazı Kürtler ve Zazalar neden Ülkücü Hareket'e katıldı? Niçin Türkeş'in en sadık askerleri oldular? • Abdülhamid'in Hatıraları adlı kitabı, gerçekte Süleyman Nazif mi yazdı? • Mesut Barzani'nin amcası Şeyh Abdüsselam'ı hangi Bozkürt niçin astırdı? • Türkeş'e "Başbuğ" denmeye Doğu'daki hangi etkinlikten sonra başlandı? • Diyarbakır'ı Ülkücü düşünceyle ilk olarak kim tanıştırdı? • Hangi ünlü şair, hangi ünlü şiirini, Deniz Gezmiş'in Hakkâri'de yaptırdığı köprünün üzerinden geçen gelin alayına bakarak yazdı? • Türkeş'in özel kalemi ve sırdaşı Diyarbakırlı Bozkürt kimdi? • Türkeş, 1975'te Diyarbakır mitinginde neden bir tankın üzerine çıkarak konuştu? • 1974'te Ankara'da Ülkücü kurultayında Diyarbakırlı Kürt şairin şiirini kim okuttu; bunu Türkeş nasıl karşıladı? • Türkeş'in Kürtlere ve Aleviler için yayımlattığı gazetenin adı neydi; burada kimler yazıyordu; gazeteyi kim kapattırdı? • Türkeş, yaşlı Kürt köylülerini neden dört kez askerlerin sırtında, Zap Suyu'nun iki kıyısı arasında taşıttı? • Ülkücü Hareket'in Kürtler üzerindeki etkisi zamanla nasıl değişti? • Akrabaları "dağa çıkan" BBP'li Bozkürtler! • Bozkürtlerin PKK karşıtı duruşları toplumsal yapıyı nasıl şekillendirdi? • Sağ-sol çatışmalarında ölen Bozkürtlerin listesi. • "Bozkürt" terimi 1990'lar sonrası hangi toplumsal değişimlere ışık tuttu ve nasıl evrim geçirdi? • Bozkürtler, PKK sonrası dönemde Kürt gençlerine nasıl ışık olabilir? • Terör örgütünün etkisi azaldığında, Bozkürtlerin rolü ve misyonu yeniden nasıl şekillenecek? ...Ve dahası Bozkürt'te...

Bozkürt, uzun süredir gündemde olan Kürt meselesine yeni bir perspektif kazandıran çok önemli bir eser. Ahmet Dinç’in titiz araştırmaları ve derin analizleri sayesinde, Ülkücü Hareket içinde yer alan Kürt ve Zaza kökenli bireylerin sessiz kalmış hikayesi gün yüzüne çıkıyor. Kitap, hem tarihsel hem de güncel siyaset açısından çok önemli referans noktaları sunuyor. Eserdeki arşiv belgeleri ve tanıklıklar, resmi tarihin dışına çıkarak farklı seslere kulak veriyor. Bu, Türkiye’nin siyasi tarihine daha kapsayıcı bir bakış açısı getirmek için büyük bir katkı. Ayrıca kitabın önsözünün, Abdullah Öcalan’ın PKK’yı feshetme çağrısıyla aynı güne denk gelmesi, kitabın zamanlamasını ve önemini artırıyor. Bozkürt, Türkiye’de siyasetin kutuplaştırıcı dili yerine, barış ve ortak gelecek üzerine kurulu bir diyalog çağrısı olarak da okunabilir. Özellikle yeni kuşakların siyasi algısını şekillendirmede etkili olacağını düşünüyorum.

Ülkücü Hareket’e mensup Kürt ve Zaza kökenli bireylerin deneyimlerini konu alan 328 sayfalık Bozkürt , PKK’nın fesih kongresine hazırlanmakta olduğu, bölücü terörün sona erdirilmesi yönünde kritik adımların atıldığı bir dönemde okuyucuyla buluştu. Eserin önsözü özellikle dikkat çekici bir tarihte, 27 Şubat 2025’te kaleme alındı. Bu tarih aynı zamanda, Abdullah Öcalan’ın İmralı’dan yaptığı silah bırakma çağrısının kamuoyuna ilk kez açıklandığı gündür. Bu tarihsel rastlantı, kitabın hem içerik hem de yayınlandığı dönem itibarıyla Türkiye’nin güncel ve geçmiş siyasi dinamikleri arasında önemli bir köprü kurduğunu gösteriyor. Ahmet Dinç'in önsözünün şu bölümü hayli çarpıcı: “Şimdi artık ‘Bozkürtler’ için; o çekildikleri köşelerden çıkma, tahrip olan ilişkileri, zihinleri, duyguları, müşterek gelecek hayallerini yeniden onarma konusunda bilinçli birer ‘ortak payda’ olarak harekete geçme zamanıdır. ‘Bozkürtler’, iki halkın birliği ve ortak gelecek kurguları adına kırk küsur yıldır zarar gören ne/neresi varsa, ‘PKK sonrası’ dönemde tüm hasarları onarmak için, her iki halkı da çok iyi tanıyan uzmanlar olarak sahalara yeniden dönmelidir. (…) Yeni dönemde ‘Bozkürtler’ gerçek birer tutkal olacaktır/olmalıdır.”

Bölücü terörün sona erdirilmesi tartışmalarının yoğunlaştığı bu günlerde yayımlanan Bozkürt , kırk yılı aşkın bir sessizliği bozuyor. Araştırmacı yazar Ahmet Dinç ’in kaleme aldığı “Bozkürt: Ülkücü Kürtlerin Saklı Kalmış Hikâyesi – Biji Türkiye” , Hayat Yayınları’nın “Deşifre X Kitaplar” dizisinin ilk kitabı olarak raflardaki yerini aldı. Serinin ikinci kitabı ise gazeteci Ahmet Köprülü’nün “Trojans” adlı çalışması... Türkiye’nin yakın tarihine meraklısı için Bozkürt , oldukça yeni ve heyecan verici bir keşif niteliği taşıyor. Ülkücü Hareket’in içinde yer alan Kürt ve Zaza kökenli bireylerin varlığı ve yaşadıkları hikâyeler hakkında bugüne kadar çok az şey duyduk; çoğu zaman hiç duymadık bile. Bu nedenle kitap, okura bilmediği bir dönemin kapılarını aralıyor. Özellikle 1970’lerde Diyarbakır’daki ülkücü faaliyetler ve Alparslan Türkeş’in meşhur tank konuşması gibi olaylar, kitabın en çarpıcı bölümlerini oluşturuyor. Tarihi belgeler ve fotoğraflar sayesinde dönemin atmosferi somut bir şekilde canlandırılıyor. Ayrıca sözlü tarih görüşmeleriyle desteklenen anlatım, kitaba tarih meraklıları için ekstra bir derinlik katıyor. Bozkürt , yalnızca olayları sıralamaktan öteye geçerek, dönemin sosyal dinamiklerini, insanların motivasyonlarını ve siyasi tercihlerin psikolojik temellerini de başarılı bir dille aktarıyor. Bu yönüyle sadece geçmişe ilgi duyanlar değil, Türkiye’nin bugünkü siyasi yapısını anlamaya çalışan herkes için önemli bir kaynak.

Ahmet Dinç’ten, kimlik, aidiyet ve siyasi çatışma ekseninde yazılmış derinlikli bir saha araştırması Ahmet Dinç’in Bozkürt: Ülkücü Kürtlerin Saklı Kalmış Hikayesi adlı kitabı, Türkiye’nin siyasi tarihinin görmezden gelinmiş, hatta yok sayılmış bir kesitine ışık tutuyor. Kitap, yalnızca “Ülkücü Hareket içindeki Kürtler”i görünür kılmakla kalmıyor, aynı zamanda kimliklerin ne kadar geçirgen, dönüşebilir ve çelişkili olabileceğini sahadan derlenmiş tanıklıklarla ortaya koyuyor. Dinç’in gazeteci titizliğiyle yürüttüğü bu araştırma, ideolojik bir aidiyetin arkasında yatan sosyolojik, kültürel ve bireysel motivasyonları anlamaya çalışıyor. Yazar, Kürt ve Zaza kökenli bireylerin neden ve nasıl Ülkücü Hareket’e katıldığını sorgularken, bu tercihin aile, inanç, toplumsal baskı, tarihsel arka plan ve kişisel vicdan gibi katmanlı sebeplerini inceliyor. Kitabın en güçlü yönlerinden biri, ideolojik yapıları yalnızca siyasi düzlemde değil, insani boyutlarıyla birlikte sunması. Bozkürt kimliği, Dinç’in anlatısında sadece bir politik tercih değil, aynı zamanda bir varoluş mücadelesi olarak çiziliyor. Özellikle "Dağa çıkan akrabalarına rağmen BBP’de kalanlar ne yaşadı?" ya da "Türkeş’in özel kalemi ve sırdaşı olan Diyarbakırlı Bozkürt kimdi?" gibi sorular, kişisel hikâyelerle tarihsel analizi buluşturarak metne güçlü bir anlatı zemin kazandırıyor. Kitapta yer verilen bazı çarpıcı sorular, konunun hem genişliğini hem de derinliğini gösteriyor: Kürtler ve Zazalar neden Ülkücü Hareket’e yöneldi? Türkeş’in sadık kadroları nasıl şekillendi? Türkeş’e “Başbuğ” unvanı ilk kez nerede ve hangi olay sonrası verildi? Ülkücü fikirle Doğu’yu tanıştıran ilk kişi kimdi? Diyarbakır’daki ilk temas nasıl gerçekleşti? Mesut Barzani’nin amcası Şeyh Abdüsselam’ı idam ettiren Bozkürt kimdi ve bu kararın arka planı neydi? Deniz Gezmiş’in yaptırdığı köprü üzerinden geçen gelin alayını izleyen hangi şair, ünlü şiirini bu sahneden esinle yazdı? 1974 Ülkücü kurultayında bir Kürt şairin şiirinin okutulması ve Türkeş’in buna verdiği tepki neydi? Türkeş'in, Kürtler ve Aleviler için yayımlattığı gazete neden kapatıldı, burada kimler yazıyordu? Zap Suyu’ndan sırtlarda geçirilen yaşlı köylülerin taşıdığı sembolik anlam neydi? Bütün bu sorular, kitabın yalnızca siyasi bir analiz sunmadığını, aynı zamanda hafızalara kazınmış bireysel travmalara, direnişlere ve tercihlere de mercek tuttuğunu gösteriyor. “Bozkürt” kavramının zaman içinde geçirdiği dönüşüm, 1990’lar sonrası toplumsal değişimle birlikte nasıl yeniden tanımlandığı, bugün genç Kürtler için nasıl bir örneklik arz edebileceği gibi tartışmalar da kitapta yer alıyor. Ahmet Dinç’in anlatımı, akademik soğukluktan uzak ama belgeye, sahaya ve tanıklıklara dayalı. Bu da kitabı yalnızca siyaset veya tarih ilgililerine değil; sosyoloji, psikoloji ve kimlik kuramlarıyla ilgilenen okuyuculara da hitap eden katmanlı bir metin hâline getiriyor. Bozkürt, bireysel kimlik ile kolektif ideoloji arasında sıkışmış insanların öyküsünü anlatırken, aynı zamanda Türkiye’de kimlik siyasetinin karmaşık doğasını da gözler önüne seriyor. Sessiz kalmış, dile getirilmemiş bir gerçeği cesurca ortaya koyuyor. Bu anlamda hem dikkat çekici hem de sarsıcı bir okuma deneyimi sunuyor. Özellikle “gri alan”lara ilgi duyanlar için eşsiz bir kaynak.

Gazeteci yazar Ahmet Dinç’in ‘Bozkürt: Ülkücü Kürtlerin Saklı Kalmış Hikâyesi’ kitabını okurken, Türkiye’de çok farklı bir siyasi gerçeklikle karşılaşıyorsunuz. Kitapta, ülkücü hareketin Kürt ve Zaza kökenli bireyleri nasıl bünyesinde barındırdığı, onların deneyimleri, yaşadıkları zorluklar ve bu hareket içindeki görünmez rolleri detaylı biçimde anlatılıyor. Özellikle Türkeş'in olaylı Diyarbakır mitingi ve 1980 sonrası dönemin siyasal atmosferi kitabın ana temalarını oluşturuyor. Ahmet Dinç, bu toplumsal kesimi gözler önüne sermekle kalmıyor, aynı zamanda onların Türkiye’nin ortak geleceğine nasıl katkı sunabileceklerini de tartışıyor. Bu anlamda kitap hem tarihsel hem de toplumsal hafıza açısından çok değerli bir kaynak. Tam anlamıyla araştırmacı gazetecilik çalışması.