Hukuk Ve Dil

Kavram olarak Hukukun Devletini, kendi kaderlerini, kendi bağımsız tercihleri, kararları, yetenek ve kapasiteleri (özgüven ve moral gücüne dayalı milli güç) ile belirleyebilen milletlerin, yüksek seviyede adalet bilinci üzerine inşa ettikleri, hukuk sistemi ile işleyen ve hukukun üstünlüğünü özümseyen devletler olarak tanımlayabiliriz. Hukuk Devletinde, Birey, Toplum ve Devlet arasındaki güven ve sadakat bağları toplumun kardeşlik bağları ile kaynaşmasını sağlamaktadır.Yüceler Yücesi Dostun Yarattığı Düzenin Sistematiği, estetik, matematik, işlevsellik, fayda, parça-bütün ilişkisi ve bunların bütünselliği ile oluşan değer, zaman ve ölçü üzerinedir. Adalet ve akıl kaynaşması ile oluşan kreatif misyon, (anlama, öğrenme, düşünme ve benimseme kavramları ile) bireyi insanlık bilinci ve onuru ile, adil zihniyeti özümseyen özgür bir yurttaş yapabilmektedir. İnsanın uygarlık üretebilen bir varlık olmasını sağlayan hareket ettirici kavramların nüvesi, akıl ve adalet ile anlam kazanmaktadır. Hukuk ve Dil ilişkisi, hukukun üstünlüğünü temel prensip olarak özümsemiş hukukun devleti için temel denge, değer ve ölçüdür. Hukuk ve dil arasında ahenkli dengeyi sağlayamayan milletler tarihin kara deliklerinde erimeye mahkumdur.