İcradan Kitaba ;İhsan Ozanoğlu:Aşık Sazı ve Aşık Edebiyatı

Eser ile onun içinden çıktığı toplumsal bağlam arasında bir ilişki söz konusudur. Aşıklık geleneği dahilinde meydana gelen eserlerde de bu ilişki belirgindir. Geleneğe bağlı olarak bir icra töresine göre şekillenen aşık şiiri bir taraftan içinden çıktığı toplumun ürünüyken diğer taraftan toplumu yansıtır. Aşıklık geleneği, kültürel süreklilik içinde geçmişten bugüne Türk kültürünün önemli bir unsuru olmuştur. 13. yüzyıldan beri Türk yurdu olan Kastamonu 19. yüzyıla gelindiğinde geleneğin canlı olduğu şehir merkezlerindendir. Yol güzergahında bulunan Kastamonu, âşıkların uğrak yeri olmuş, etrafında kurulan panayırlarla, kahvehaneleri ve tekkeleriyle âşıklar için cazibe merkezi haline gelmiştir. Kastamonu'nun "Aşıklar Kåbesi" ve "Aşıklar Panayırı" gibi nitelendirmelerle adlandırılması bu canlılığının ifadesidir. İhsan Ozanoğlu, âşıklık geleneğinin canlı olduğu Kastamonu'da doğmuş, içinde âşıkların olduğu bir ailede büyümüş, âşıkların bulunduğu bir ortamda yetişmiştir. Yüzyılın başında doğan Ozanoğlu, geleneğin "bitti, bitiyor" denildiği bir dönemde geleneği usta-çırak ilişkisi içinde öğrenmiştir. Cumhuriyet'in ilanı sürecinde milli kimliğe dayanan yeni rejim pek çok alanda halka yönelişi de beraberinde getirmiş, bununla birlikte yaşanan kültürel değişim ve teknolojideki gelişmeler âşıkların daha geniş kitlelere ulaşmasını sağlamıştır. Yaşanan bu gelişmelerle yok olacağı düşünülen gelenek değişip dönüşerek yolculuğuna devam etmiştir..