Mead
Liste Fiyatı :
350,00TL
İndirimli Fiyat :
206,85TL
Kazancınız :
143,15TL
Taksitli fiyat :
9 x 25,28TL
Havale/EFT ile :
201,68TL
9786259610375
1439436
https://www.teklifkitap.com/mead
Mead
206.85
Meâd, ehemmiyet bakımından tevhidden sonra en önemli dinî ve İslâmî meseledir. Peygamberler (Kur'ân'dan anlaşıldığı üzere, bilhassa bizim peygamberimiz) insanları iki hakikate iman ettirmek ve inandırmak için gönderilmişlerdir: Bunlardan birincisi Allah (mebde, başlangıç), diğeri ise kıyamettir (veya şimdilerde kullanılan tabirle/terimle, “meâd”). Meâda iman bir Müslüman için zorunludur. Yani o, haddizatında bağımsız bir iman ve itikat konusu olup, İslâm'ın zaruriyâtıyla aynı düzlemde ele alınabilecek meselelerden değildir. Ona iman etmek [sadece] Peygamber'e iman etmenin zaruretine bağlı olarak zaruri olur.
Bazı şeyler hakkında “Ona iman etmek gerekir” ifadesi kullanıldığında bu, o şeye iman etmenin Peygamber'e imanla birlikte olmadığı anlamına gelir. Örneğin Ramazan orucunun niçin İslâm'ın zaruriyâtından olduğu ve bir kimsenin onu inkâr ettiği takdirde dinden çıktığı söylenir? İslâm, Allah'ın birliğine ve peygambere iman demek olduğundan ve bir kimsenin [bir yandan] peygamberin söylediğine iman edip, [diğer taraftan] orucu inkâr etmesi mümkün olmadığından, bu dinde mevcut olan oruç [hükmü] zaruriyât ve vâzıhâttan olmaktadır. Dolayısıyla insanın, kendi zihninde Peygamber'in sözlerini kabul etmek ile orucu kabul etmek arasında bir ayrım yapması [caiz, uygun] olmaz. Oruç tek başına bir iman ve itikat konusu değildir. Yani Kur'ân'ın hiçbir yerinde “oruca iman eden kimse...” gibi bir ibare geçmez.
Oysa meâd tıpkı oruç gibi İslâm'ın zaruriyâtından olmanın yanında (yani nasıl ki Peygamber'e inanıldığı halde orucu inkâr etmek mümkün değilse), Kur'ân'ın beyanlarında da müstakil olarak bir iman ve itikat konusu olarak ele alınmıştır. Yani Peygamber, meâdı halka tıpkı Allah'a inandıkları gibi inanacakları (yani insan, Allah'ı bir dereceye kadar kendi düşüncelerinden bağımsız olarak bilmelidir) ve tıpkı Allah'ı bildikleri gibi bilmek zorunda oldukları bir şey olarak sunmuştur. Dolayısıyla o, meâd hakkında “Ben meâdın olduğunu söylediğim için siz de meâdın olduğunu söyleyin” dememekte; bilakis [bir taraftan] düşünceleri meâdı bilmek noktasında hidayet, rehberlik ve davet ederken, [diğer taraftan] ona iman etmeyi sağlamaktadır.
- Açıklama
- Meâd, ehemmiyet bakımından tevhidden sonra en önemli dinî ve İslâmî meseledir. Peygamberler (Kur'ân'dan anlaşıldığı üzere, bilhassa bizim peygamberimiz) insanları iki hakikate iman ettirmek ve inandırmak için gönderilmişlerdir: Bunlardan birincisi Allah (mebde, başlangıç), diğeri ise kıyamettir (veya şimdilerde kullanılan tabirle/terimle, “meâd”). Meâda iman bir Müslüman için zorunludur. Yani o, haddizatında bağımsız bir iman ve itikat konusu olup, İslâm'ın zaruriyâtıyla aynı düzlemde ele alınabilecek meselelerden değildir. Ona iman etmek [sadece] Peygamber'e iman etmenin zaruretine bağlı olarak zaruri olur. Bazı şeyler hakkında “Ona iman etmek gerekir” ifadesi kullanıldığında bu, o şeye iman etmenin Peygamber'e imanla birlikte olmadığı anlamına gelir. Örneğin Ramazan orucunun niçin İslâm'ın zaruriyâtından olduğu ve bir kimsenin onu inkâr ettiği takdirde dinden çıktığı söylenir? İslâm, Allah'ın birliğine ve peygambere iman demek olduğundan ve bir kimsenin [bir yandan] peygamberin söylediğine iman edip, [diğer taraftan] orucu inkâr etmesi mümkün olmadığından, bu dinde mevcut olan oruç [hükmü] zaruriyât ve vâzıhâttan olmaktadır. Dolayısıyla insanın, kendi zihninde Peygamber'in sözlerini kabul etmek ile orucu kabul etmek arasında bir ayrım yapması [caiz, uygun] olmaz. Oruç tek başına bir iman ve itikat konusu değildir. Yani Kur'ân'ın hiçbir yerinde “oruca iman eden kimse...” gibi bir ibare geçmez. Oysa meâd tıpkı oruç gibi İslâm'ın zaruriyâtından olmanın yanında (yani nasıl ki Peygamber'e inanıldığı halde orucu inkâr etmek mümkün değilse), Kur'ân'ın beyanlarında da müstakil olarak bir iman ve itikat konusu olarak ele alınmıştır. Yani Peygamber, meâdı halka tıpkı Allah'a inandıkları gibi inanacakları (yani insan, Allah'ı bir dereceye kadar kendi düşüncelerinden bağımsız olarak bilmelidir) ve tıpkı Allah'ı bildikleri gibi bilmek zorunda oldukları bir şey olarak sunmuştur. Dolayısıyla o, meâd hakkında “Ben meâdın olduğunu söylediğim için siz de meâdın olduğunu söyleyin” dememekte; bilakis [bir taraftan] düşünceleri meâdı bilmek noktasında hidayet, rehberlik ve davet ederken, [diğer taraftan] ona iman etmeyi sağlamaktadır.Stok Kodu:9786259610375Boyut:120-195-Sayfa Sayısı:268Baskı:1Basım Tarihi:2025-09-23Çeviren:Aliye SöğütKapak Türü:KartonKağıt Türü:Kitap KağıdıDili:Türkçe
- Taksit Seçenekleri
- Axess KartlarTaksit SayısıTaksit tutarıGenel ToplamTek Çekim206,85206,852107,56215,12373,09219,26637,23223,40925,28227,54Finansbank KartlarıTaksit SayısıTaksit tutarıGenel ToplamTek Çekim206,85206,852107,56215,12373,09219,26637,23223,40925,28227,54Bonus KartlarTaksit SayısıTaksit tutarıGenel ToplamTek Çekim206,85206,852107,56215,12373,09219,26637,23223,40925,28227,54Paraf KartlarTaksit SayısıTaksit tutarıGenel ToplamTek Çekim206,85206,852107,56215,12373,09219,26637,23223,40925,28227,54Maximum KartlarTaksit SayısıTaksit tutarıGenel ToplamTek Çekim206,85206,852107,56215,12373,09219,26637,23223,40925,28227,54World KartlarTaksit SayısıTaksit tutarıGenel ToplamTek Çekim206,85206,852107,56215,12373,09219,26637,23223,40925,28227,54Diğer KartlarTaksit SayısıTaksit tutarıGenel ToplamTek Çekim206,85206,852107,56215,12373,09219,26637,23223,40925,28227,54
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
