Sinematik İmgeleme İntihar Ötanazi ve Ölüm

İnsanlık tarihi aynı zamanda ölümsüzlüğü arayışının da tarihidir. İnsanlar, dünyaya geldikleri andan itibaren her gün ölüme biraz daha yaklaştığını bilerek yaşarlar ve sonunda bilinen olur, ölürler. Yaşamın içinde varolan herşey sinemanın konusu olmaya adaydır. Bu açıdan da, yaşamın bitmesi anlamına gelse de, yaşamın içindeki herşey gibi ölüm de sinemanın sıklıkla konu olarak yararlandığı yaşam gerçeğidir. Sinema, insanların ve insanlığın ölümsüzlüğüne iki yönlü katkı yapar. Bir sanat dalı olarak sinema, hem onu yaratanlar açısından hem konu edilenler açısından ölümsüz olabilmenin bir aracıdır. Yapımcılar, yönetmenler, oyuncular, senaristler yarattıkları eserle ölümsüzlüğe erişebilen kişiler olma ayrıcalığına sahip olabilmektedirler. Bir bilim dalı olarak sinema, filmleri inceleyen ve sinemanın gelişimine katkıda bulunan bilim insanları için ölümsüz olabilmenin bir aracıdır aynı zamanda. Bilim insanları, sinema eserlerine farklı bir açıdan yaklaşarak, bir yandan izleyicileri farklı film izleme deneyimleri için hazırlarken, bir yandan da bilimsel eserleriyle, hatırlanması gereken insanlar arasında yerlerini alırlar. Bu açıdan, hem filmlerin unutulmaz olmasına hem de kendilerinin hatırlanmasına aracı olurlar. “Sinematik İmgelemde İntihar- Ötanazi ve Ölüm ” adlı kitap, ister kendi yaşamına son versin, ister başkasının yardımıyla ya da ömrün bitmesi ile, ölüm gerçeğinin hikayeleştirildiği filmlere farklı açıdan yaklaşan bilim insanlarının zihinsel çabalarının ürünüdür. Türkiye'deki farklı üniversitelerde akademisyen olan, düşünen, sorgulayan, araştıran ve toplumla paylaşan bilim insanları bu kitapla hem sinema sanatına, hem bilime, hem de